Ana Sayfa Hakkımızda |  İletişim |  Site Haritası  | 
Site İçinde Ara
En son eklelen yazılar
NECMİYE SANGAN
( 26.11.2008 16:00 )
  Devamı
Şadiye(Fatma İnayet)Sangan
( 23.07.2008 18:33 )
  Devamı
AHMET CEMİL SANGAN
( 14.07.2008 14:05 )
  Devamı
BESTEKAR ŞEKERCİ NURETTİN CEMİL SANGAN
( 14.07.2008 12:42 )
  Devamı
ŞEKERCİ UDİ HAFIZ CEMİL BEY
( 14.07.2008 12:39 )
  Devamı

PEMBE KÖŞK


Ana Sayfa Hakkımızda

Bostancı, Vükela Caddesi’ndeki alt katı kâgir, iki katı ahşap, on iki odalı, 31 kapı numaralı eve civar halkı Pembe Köşk ismini takmıştı. 1930’lu yıllarda pembe boyalı olan köşk, ileriki senelerde boyaları döküldüğü için eski görünümünü kaybetmiş olmasına rağmen “Pembe Köşk” adını korumuştu. Köksün büyük bir bahçesi vardı. 26 adet çam, ceviz, badem, dut, ayva, kızılcık ağaçları, her cins üzüm ve erik bulunan bahçede mis kokulu çiçekler de yetiştirildi

Eve Pembe Köşk diyenler kadar Türbedarın Köşkü diyenlerde vardı. Evin sahibi Hacı Mehmet Efendi’ydi. Hacı Mehmet Efendi, Aksaray’da camisi bulunan Sultan Aziz’in annesi Pertevniyal Valide Sultan’ın başkâtipliğini yapmış, onun mutemet adamı olmuştu. Pertevniyal Valide Sultan, Aksaray’daki Valide Camii’ni inşa ettirdikten sonra kendisi için yaptırdığı türbeye bir türbedar aramış, bu işe başkâtibi Mehmet Efendi’yi layık görmüş, o da teklifi kabul etmişti. Valide Sultan türbedarını ödüllendirmek için istediği bir yerde bir ev yaptırmasını bildirmiş, Mehmet Efendi de Bostancı’yı seçmişti. 1889’da köşkün inşaatı bitince Valide Sultan’ın sarayından, yeşil gözleriyle dikkat çeken Vicdan adında genç bir Çerkez kızla Mehmet Efendi evlendirildi. Hacı Mehmet Efendi’nin bu evlilikten Memnune, babası Hacı adlarında iki çocuğu oldu. Memnune, babası Hacı Mehmet Efendi’nin köşkünde deniz yüzbaşısı Ahmet Arişen Bey’le evlendi; 1914’te Sadiye isimli bir kızı oldu. Sadiye, Şekerci Cemil Bey’in, gene kendisi gibi udi ve bestekâr olan oğlu Nureddin Cemil Sangan Bey’le evlenmişti. Bu evlilikten dogan Ahmet Cemil Sangan da kıymetli bir mühzisyen olup hala eşiyle Bodrum’da yaşamaktadır. Hacı Mehmet Efendi’nin diğer çocuğu Saadettın Tangören ve onun çocuklarıda bu köşkte büyüdüler. 1960’a kadar ayakta kalan Pembe Köşk, ailenin birçok bireylerini barındırdı. Yıkıldıktan sonra yerine 3 tane apartman yapıldı. Köşkün bahçesindeki 27 adet büyük ve asırlık çam ağacı, özellikle çeşitli renk ve lezzette meyve veren dut ağaçları, kızılcık, ayva, armut, ceviz ağaçları apartmanların inşaat sırasında yok edildi. Pembe Konak üzümü ile meşhur olan bağlarından da eser kalmadı.Perveriş Hanım, Şekerci Cemil Bey'in Kahire'de doğan, Fransız okullarında öğrenim gören çocuklarından biriydi. Cemil Bey'in Mısır'da vefaatından sonra çocukların eğitimi bitinceye kadar aile Kahire'de kalmış, sonunda hepsi İstanbul'a gelmişlerdi. Perveriş Hanım veteriner Ali Bey'le evelenerek, Moda Caddesi, Zuhal Sokağının köşesinden apartımanda oturdu, bir yandan da Mısır'da öğrendiği terzilik mesleğini büyük bir maharetle yürüttü. Perveriş Hanım orta boylu, balık etli, daima yüksek ve keskin bir sesle konuşan, her haliyle etrafına hakim, haddinden fazla otoriter bir insandı. Bulunduğu topluluklarda her zaman onun sesi yüksek perdeden duyulur, başkaları pek ağızlarını açma fırsatı bulamazlardı. Bu yapısından dolayı aile fertleri tarafından sevilmesine rağmen herkesde bir çekingenlik sürer giderdi. Bir yaz günü Şekerci Cemil Bey'in çocukları ve torunları buluşup Bostancı'daki Pembe Köşk'de piknik yapmaya karar verdiler. Etler alınmış, zeytinyağlı yaprak dolmaları sarılmış, iri bademli irmik helvası büyük bir tencerede arabaya yerleştirilmiş ve kafile Bostancı'ya gelmişti. Yemek hazırlığı yapılıyor, ateş yakılıyor fakat Perveriş Hanım bugün her zamankinden fazla coşmuş, olur olmaz bütün işlere karışıyor, tenkitler yağdırıp kimseye ağzını açtırmıyordu. Etrafa hakim olan bu inanılmaz otoriteden kaçan herkes bir tarafa sinmiş, yaşlılar bir köşeye çekilmiş, gençlerin neşesi kaçmıştı. Köfteleri kızartanlar adeta şuursuz hareket ediyor, acaba bana ne söyleyecek düşünce ve endişesiyle işlerini yapıyorlardı. Perveriş Hanım ateşin yanına gitti, servise hazır köftelerden birini ağzına atınca her zamankinden daha yüksek sesle haykırmaya başladı: Dilini kocaman bir arı sokuvermişti. Dili bir anda şişip ağzına sığmaz oldu, konuşması kesildi. Öylece kala kaldı ve köşeye çekildi. Perveriş Hanım'ın ortadan çekilmesiyle daha evvel bir tarafa sinmiş olan büyük küçük herkes yemeğe oturdu ve köşkün tadını çıkardılar. Pembe Köşk'ün bahçesi daha başka tuhaf olaylara da şahit olmuştur. Şekerci Cemil Bey'in oğluı Nurettin Sangan Beyle Ahmet ARİŞEN Bey'in kızı Zadiye Hanım'ın düğünlerinin 8.11.1941 günü yine Bostancı'daki Pembe Köşkün bahçesinde yapılması kararlaştırılmış ve bütün davetliler gelmişti. Nurettin Sangan Bey'in Tahsin adında, vücut yapısı pek gösterişli olan ve aile Mısır'dayken Mısır'ın ağır siklet güreş şampiyonluğunu kazanmış olan kardeşi vardı. Merdivenköy'deki Şahkulu Tekkesi'nin Şeyhliğini yapan Tahsin Bey'de davetliler arasındaydı. Kendine bahçenin en güzel yerini seçmiş, sanki biraz daha etrafını umursamaz tavırla oturuyordu. Ailenin çok hatırı sayılı bir büyüye gelmiş oturacak münasip bir yer için bakınıyordu. Yaşlı hanımlardan biri Tahsin Bey'e yakşalık “ Evladım sen yerini şu büyüğümüze ver ” deyince Tahsin Bey kızarak düğünü terk edip Bostancı'dan Merdivenköy'e kadar yürüyerek gitti. Tahsin Bey'in düğünü terk etmesi, aile ve misafirler arasında bir durukluk yaratırken çok geçmeden ortalık başka bir olayla çalkalandı. Moda'da muhtarlık yapan Ali Bey üstüne başına pek itina etmez, fırsat buluncada fazla içki alırdı. Ali Bey'de düğüne gelmiş içtikçe içmiş yürümesi güçleşmiş, zerda kazanının yanından geçerken dengesini kaybedip kazanın içine düşmüştü. Evde oturan gelin adayı Sadiye Hanım'ın canı tam bu esnada zerde istedi, elinde bir tabakla zerde almak için bahçeye gelen moda muhtarı Ali Bey'in kazandan çıkarılışına şahit oldu. Böylece Nurettin Bey'in pilavlı fakat zerdesiz yapıldı.

Bizans Metropolindeki ilk Türk Köyü
KADIKÖY
DR: Müfid EKDAL


Alıcının emaili:



Sizin emailiniz: